İnsan aile ilişkileri içerisinde kendi varoluşunu anlamlandırır. Sevme, sevilme, saygı, kabul görme, ait olma, sosyalleşme gibi birçok ihtiyacı için aileye tutunur, aileden destek alır. Maneviyat, din ve aile arasında yakın ve kopmaz bir bağ vardır. Bireylerin aile ve evlilik hayatlarıyla ilgili aldıkları birçok kararda din etkilidir. Bu durum aile danışmanlığı alanında çalışanların dikkatini çekmiş, aile danışmanlığında maneviyat ve din boyutunun nasıl yer alması gerektiği araştırılmaya başlanmıştır. Elinizdeki bu eser evlilik, aile, din ve maneviyatın aileye etkisi, aile danışmanlığıyla ilgili önemli noktalara değinerek, maneviyat boyutunun aile danışmanlığına nasıl entegre edileceğini uygulama örnekleriyle deneysel bir metot izleyerek ortaya koymaktadır. Eser aile danışmanlığına maneviyatın entegre edilmesi üzerine yoğunlaşan çalışmalardaki boşluğu dolduracak niteliktedir. Müslüman ülkelerde uygulanabilecek maneviyat içerikli aile danışmanlığı model örneği sunan ve modelin geçerliliğini gösteren bilimsel bir çalışmadır.
Prof. Dr. Ali AYTEN

İnsanın doğduğu yer de, olduğu ya da olmak için pişeceği yer de, ailedir. İnsanın insan olabilmesi için evi, ailesidir. Bir kadın ve erkeğin var olma hikâyesindeki yol arkadaşlığı bu sebeple tüm düşünce ve inançlarda kıymetlidir. Günümüzde değişen sosyo kültürel zeminin insanların yaşantıları üzerinde de bir değişimi gerekli kılmaktadır ki hayat statik değil dinamik bir yapıysa insan da esnek ve öğrenebilir bir varlıktır. Yolun zorluğuna karşın yola eşlik edenin varlığını hissedememe ayrı bir zorluk oluşturur. Bu sebeple ne değişimi salt olumsuz görerek ne de “ben buyum” diye insanın öğrenebilir oluşuna ket vurarak bugün yaşadığımız kadın erkek ilişkisine ve aileye dair sorunlarını aşabiliriz. Elinizdeki kitap da bu noktada neler yapılabilir sorusuna cevap olarak karşımıza çıkmaktadır. Özellikle bir kadın ve erkeğin birlikte yaşama geleneğine Türk toplumunun sahip olduğu dini ve manevi yaşantıları gözüyle bir pencere açıyor olması, onu bu alanda yazılmış diğer çalışmalardan ayıran en özgün yanıdır.
Doç. Dr. Gülüşan GÖCEN

Kılınçer, çalışmasında aile terapisinin öncülerinden Virginia Satir’in modelini kullanarak “ailenin mimarı” olan ebeveynlerin önce çift ilişkilerini güçlendirmek için Satir yaklaşımıyla “İçimizde Barış, ikimizin arasında ve hepimizin arasında Barış” tesis ediyor. Satir yaklaşımında bahsedilen hepimizin Öz’üyle ahenk içinde olma halini hem bu yaklaşım hem de maneviyatı güçlendirerek çiftlerle uyguluyor. Böylece ailede tutunacak dalı sadece güçlendirmekle kalmıyor; bize değerli tüm kaynaklarımızla zenginleşme ve birlikte gelişerek mutlu olmayı gösteriyor. Çiftlerin zorlukları aşmada alabilecekler maneviyat yönelimli aile danışmanlığının nasıl etkili olabileceğine dair de umut yaratıyor.